Herhalde son yıllardaki kötü gidişlerin en kötüsü bu olmalı: güvenilen dağlara karın yağması. Uzaktan seyredince üşür gibi olur insan, kış ortasında gök gürültüsü duyduğunuzu zannedersiniz. Oysa, devletin çatısı ve temelleri çatırdamaktadır. Kuruluş yıllarının coşkusundan sonra çocuklarınıza bırakacağınız Cumhuriyet bu mu olmalıydı?
Artık kime ve neye güveneceksiniz?
Çapsızlık yarışına dönüşen demokrasiye mi? Birilerinin sahipliğine mi?
Aldatıcı rakamlarla rekor kırma iddiası taşıyan dipsiz ekonomiye mi?
On beş yıllık cumhurbaşkanlığı boyuncu yurtdışına tek adım bile atmadan Lozan’ın eksiklerini giderip Montreux’ü ve Hatay’ı halletmiş bir Mustafa Kemal’in Türkiyesi’nde, gidilmedik yeryüzü ülkesi bırakmamış devlet ve hükümet başkanlarıyla varılan dağınık dış politikanın geleceğine mi?
İkinci yılı bile tamamlanmadan “Öğretim Birliği”ni getirmiş bir Cumhuriyetin işsiz imam-hatipler yetiştiren, liseleri gereksiz bırakıp dershaneler furyasına teslim olan, özerklik reformunun derin anlamanı kavramaksızın rasgele açılmış üniversite sayılarıyla yüksek öğrenim başarısını ölçen bir ulusal eğitim politikasının yetiştirdiği genç kuşaklara mı?
Nereye baksanız, güvenebileceğiniz bir geleceğin yaratılması için ciddi ve sağlam temellere dayalı bir ulusal seferberlik toparlanmasının akılcı disiplinini özler gibi olmuyor musunuz?
Artık kime ve neye güveneceksiniz?
Çapsızlık yarışına dönüşen demokrasiye mi? Birilerinin sahipliğine mi?
Aldatıcı rakamlarla rekor kırma iddiası taşıyan dipsiz ekonomiye mi?
On beş yıllık cumhurbaşkanlığı boyuncu yurtdışına tek adım bile atmadan Lozan’ın eksiklerini giderip Montreux’ü ve Hatay’ı halletmiş bir Mustafa Kemal’in Türkiyesi’nde, gidilmedik yeryüzü ülkesi bırakmamış devlet ve hükümet başkanlarıyla varılan dağınık dış politikanın geleceğine mi?
İkinci yılı bile tamamlanmadan “Öğretim Birliği”ni getirmiş bir Cumhuriyetin işsiz imam-hatipler yetiştiren, liseleri gereksiz bırakıp dershaneler furyasına teslim olan, özerklik reformunun derin anlamanı kavramaksızın rasgele açılmış üniversite sayılarıyla yüksek öğrenim başarısını ölçen bir ulusal eğitim politikasının yetiştirdiği genç kuşaklara mı?
Nereye baksanız, güvenebileceğiniz bir geleceğin yaratılması için ciddi ve sağlam temellere dayalı bir ulusal seferberlik toparlanmasının akılcı disiplinini özler gibi olmuyor musunuz?
. . .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder