İlk icraatları “Türk” adıyla birlikte Türk Telekom’u Arap’a “aslında İngiliz’e” sattılar, anlamadınız. Adı Türk, kendi İngiliz+Arap olan Türk Telekom’da İngiliz ajanı 3 kişi tespit edildi..(!) Uyanmadınız!
Yunan televizyonları ndan birinde Finansbank’ı almaya çalışan kilise bankasının yetkilisine Türkiye’den neden bir banka satın almak istedikleri soruldu. Cevap çok çarpıcıydı: “Biz Türkiye’den toprak alacağız(!)” Soran basın mensubu bu sefer de:”Türkiye’de toprak satışı zaten serbest. Neden böyle bir yolu deniyorsunuz?” Cevap:” Yarın başka bir hükümet gelir toprak satışını yasaklar ama bankanın el koyduğu yere bir işlem yapılamaz(!)”… Yani adamlar niyetlerini saklamadı ama Türkiye’de hükümet edenler için bu niyetlerin bir önemi yoktu. Finansbank’ı Yunanistan’a sattılar.
Şimdi Polatlı’dan bir çığlık geliyor: “Yunanistan savaşarak alamadığını para ile alıyor. Çiftçiler kredilerini ödeyemeyeceği için tarlasına el konuyor..!” Bu banka Trakya’da tarlalarda kredi dağıttı. Ortada hükümet yok..!
Van Ahdamar adası, Ermenilerin Türk kadınlarını götürüp tecavüz ettikleri için "TECAVÜZ ADASI" olarak da anılan adada bulunan Ermeni kilisesi bu fakir halkın cebinden onarıldı. Yetmedi, 24 Ocak "sözde Ermeni Soykırımı" diye söylenen günde kilisenin açılışını yapmaya kalktılar... Tepkiler üzerine bir başka gün açıldı. Kendi milletinin kadınlarına tecavüz edilen biryerdeki kiliseyi onarıp açmaları neyin rövanşıdır demediniz..! ! Adamlar daha ne yapsın..??
Şehit babasını bu Başvekil dava etti. Şehit annesi için “ben o kadını mı dinleyeceğim” dedi. Şehit cenazelerine yasak geldi. Şimdi de şehitlerimize kan bedeli “fiyat” biçeceklermiş. Tıpkı Menderes hükümeti döneminde Kore’ye giden Mehmetçiğe ABD’nin biçtiği “23 Sent” gibi. Ne demişti o zaman Nazım:
23 Sentlik asker
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara'da 23 sente,
…..
Türkiye’ de askerlik yapma konusunda ayrım yoktu. Herkes askerliğini yapardı, şöyle veya böyle. Paralı askerlik yapılmasının önünü açanlar askerliği parası olmayanların sırtına yıktı. Yani milli gelirden en az pay alanların sırtına. Böylece, kendi çocuğu yan gelip yatanlar için evladı şehit olan ailelerin acısı da “ırak” oldu.
Yandaş medyada yazan bazı soysuzlar bir gazimizi hedef yaptı. Ülkesi uğruna 2 bacağını vermiş, tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş bir gazimizi. Sahip çıkamadık, o da çekip vurdu kendini.
Karaalioğlu diye soyadına yakışır “yüreği kinden kararmış” RTE’nin uçağının kadrolu elemanı bir yazarcık(!), abdestini aldıktan sonra şakağına silahı dayayıp tetiğe basan gazimiz için biraz olsun utanmak yerine “tutuklanacağını düşündüğünden kendini vurmuş olabilir” diyordu. Bu adamlar köşe yazacak, bu millet aydınlanacak öyle mi? Bu trajik ölüm karşısında bile ne siyasetin başındakiler, ne de yandaş medyas vijdani bir duyarlılık göstermedi.
Kahramanına sahip çıkamayan bir millet ülkesine sahip çıkabilir mi?
2006 yılında gelişmelere bakarak bir yazı yazdım. Dedim ki: “Milli duygular bilerek kışkırtılıyor. Türkiye’nin bağımsız iç dinamiklerinin, tepkisel gücünün ölçüsü alınıyor. Bu ölçüye göre bir deli gömleği dikilecek, kolları da RTE’ye bağlatılacak.. !”
İşte size ERGENEKON deli gömleği… Kollarını kim bağladı? Davanın savcısı RTE…
Adam “ananı da al git” diyor. Adam bu millete marabalığı layık görüyor. Ulus devlet, Atatürk diyenler faşistlikle, gericilikle suçlanıyor. Türk askerinin başına çuval geçirilmesi karşısında biri mantı yemeye devam ediyor, diğeri nota verecek misiniz sorusuna dalga geçerek “müzik notası mı” diye cevap veriyor.
Aslında Adam’ın tarafı belli, bunu saklama gereği duymuyor. Anlamayan sensin ey Türk Halkı…
Sen fakirleştikçe onlar zenginleşti. Türk kadınları vesika alabilmek için sıraya girerken onlar uçak-ev beğenmedi. Daha ne yapsınlar?
Muhalif her ses “Ergenekon” yaftası ile suçlamalara maruz kalırken ne kadar ajan, provakatör, dış ülkenin maaşlı yazarları varsa sınırsız hoşgörü ile taltif ediliyor. Daha taraflarını nasıl anlatsınlar?
Başvekil’in en yakını, sırdaşı, ilaçlarını bile takip eden zat kim? Diyarbakır milletvekili İhsan Aslan. Ne diyor bu zat? PKK bu ülkenin gerçeği, Öcalan muhatap alınsın diyor. Peki, ortak paydası ve görüşü olmayan insanlar böylesine yakın dost olabilir mi? Bu ikili çok önceleri Ankara’da ortak bir büro kullandı. Daha doğrusu İhsan Aslan’ın bürosunda RTE’nin büyük bir odası vardı. “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.”
Çok agrasif, tahammülsüz bir yapı sergileyen ve “öfke de bir hitabet sanatıdır(!)” incilerini döktüren RTE konu DTP belediye başkanları, DTP’liler, PKK’lılar, AB-D ajanları olunca neden bu kadar hoşgörülüdür? Çıkardıkları bütün “demokratik” açılımlar Türk Halkı’nın değil de neden bu avanenin işine yarıyor?
Türk Devleti’nin bütün değerleri niçin tartışılıyor?
ABD Trabzon’da bir yer isterken, geçmişte Trabzon üzerinde oynanan oyunları da düşünürsek, çay ve fındık üzerinde oynanan oyun nedir? Dünya fındık üretiminin %80’ini Türk üreticisi üretirken İtalya ve Yunanistan lehine Türk çiftçisine getirilen sınırlama size ne anlatıyor?
Maden yasası, mayın yasası, GDO yasası kimin işine yarıyor?
Bir vatandaşımız diyor ki:” Bunların ülkeyi yönetme derdi yok, bunların derdi kendi günlük çıkarlarını korumak.”
Şimdi katil Öcalan muhatap alınacakmış. Eroin baronunun karısı Pervin Buldan, Emine Ayna, Leyla Zana gibilerin lideri. Bir tecavüzcü. Apo ve kadınları… Kendi kardeşi Osman Öcalan’ın karısını kullanmış bir manyak..!!
Gizli tanıklarını nasıl tecavüzcü bir PKK’lıdan seçtilerse, koskoca Türk Devleti’ne yol haritası verecek kişi de tecavüzcü bir SAPIK..!!
Mehmet Metiner denilen PKK sever karanlık bir yazar Kanaltürk televizyonunda “Tayyip Bey bu meseleleri 90’dan beri biliyor” diye bir cümle kullandı. Bu ne demektir? RTE bu konuda 1990 yılından beri mi yetiştiriliyor?
Gül ve RTE…Yeniden Milli Mücadele denilen bir grubun üyesi. Neye inanıyor “Yeniden Milli Mücadele” gurubu? “İngiliz Mandası”na… İngiltere’nin Kürdistan hayali kaç yüzyılın hayalidir? Kürt açılımı denilen açılım için “iyi şeyler olacak” diyen Gül kim? İngiliz Kraliçesi’nin savaş gemisine gidip Kraliçe tarafından nal gibi nişan takılan zat…
Yazılarımda "DTP AKP’nin mayın eşeği mi" diye yazdım. O kadar açık bir şekilde gözümüzün önünde "ABD, İngiltere, İsrail" in Kürt senaryosu uygulamaya kondu ki… RTE herkese laf yetiştirirken DTP’lilerin “Kürdistan sınırlarını belirledik” deme cüretlerine bir tepki verdi mi? Vermedi..! Adam tarafını daha nasıl belli etsin?
Sarızeybek ne diyor? 15 Ağustos bir rövanşın tarihidir. 15 Ağustos’ta PKK büyük bir saldırı yapmıştı. Tarih bilinçli seçiliyor. Bir Kürt Devleti’nin temeli 15 Ağustos’ta atıldı diyebilmek için Öcalan bu tarihi bilinçli seçti..(!!)
Adamlar açık oynuyor, daha ne desinler? Daha ne yapsınlar?
Bazan 35, bazan 42, 47 etnik gurup diyerek Türk Devleti'nin bütünlük şuurunu parçalamaya giriştiler. Bu tanımların Türk Halkına getirisi, faydası ne diye sormadın?
Ülkenin tasviyesi için tepkisiz halk, etkisiz ordu lazımdı, başarıyorlar. Başörtüsü, din havucu, medya tecavüzü ile halk tepkisizleştirildi, operasyonlarla ordu etkisizleştirilmeye çalışılıyor.
Fare kulağını-burnunu yemek istediğinde önce bir salgı ile uyuşturur, sonra yer. Türk halkı da aynı durumda. Farelerin işgalinde, kulağı, burnu, dudağı kalmadı...
Şehit Mehmetçiğin ailelerine para verelim demiş PKK sever vekiller. PKK’ya kan parası ödemeye kalkanlar, Mehmedimin şehadetine fiyat biçiyor. Biz de Nazım’ın “23 Sentlik Asker” şiirinin son mısraları ile cevap verelim:
Dahası var Mister Dalles,
sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,
zulüm gibi,
hürriyet gibi,
kardeşlik gibi sözlerin,
dövüştü zulme karşı o,
ve istiklal ve hürriyet uğruna
ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,
ve yarin yanağından gayrı her yerde,
her şeyde,
hep beraber,
diyebilmek için,
yürüdü peşince Bedreddin'in
O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.
kaya gibi yumruğunun son ustalığı:
922 yılı 9 eylülüdür.
Dedim ya Mister Dalles, ,
Herhalde bütün bunları sizden gizlediler.
ucuzdur vardır illeti.
Hani şaşmayın,
yarın çok pahalıya mal olursa size,
bu 23 sentlik asker,
yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,
her millet gibi büyük Türk milleti.
(1953) Nazım Hikmet Ran
Hiçbir ülkede bir devletin varlığı ile böyle oynanmasına izin verilmez. Her devlet basiretsiz siyasiler nedeni ile devletin bekasına gelecek tehlikeyi bertaraf edecek tedbiri alır. O ülkelerde siyasileri eleştirebilirsiniz kimse bir şey demez ama devletin bekası ile ilgili en küçük zaafta yakanıza yapışırlar.
Türkiye'de Türk Devleti'ni askerler kurmuştur. T.C. DEVLETİ'ni sadece savaş zamanında değil, beka sorunu yaşandığı zaman da koruma ve kollama görevi Türk Ordusuna verilmiştir.
Asker artık bu görevi yapmayacak olduğuna göre, ülkenin uçuruma gidişini engelleyecek mekanizma ne olacak? Başka devletlerle bağlantılı siyasiler nasıl denetlenecek, nasıl engellenecek?
Türkiye'de ortaya çıkan boşluk ve problem budur? O nedenle birçok insan emekli olduğu halde Anadolu'yu gezip konferanslar veriyor, halkı aydınlatmaya çalışıyor.
Zahide UÇAR - 28/07/2009 tarihli yazısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder